An’ı ve olanı algılamayınca, görmezden gelince yaşanılanların değerini; umut devreye girer! Bizi kavrayıp kaldırması için. Umutla yaşamaya başlarız ki ileride daha iyi olacağı kanısı ile… Umutla yaşamak da umutsuzluk kadar bu anı yakalayamamakdır. Umut evren tarafından okunduğu şekli ile ertelemekdir.
Umutla yarına sarılanda, anda ve anında hazir
olmamayı okur evren. Yaşamayı, yaşama sevincini şartlı olarak sonra yaşamaya ertelemek diye adleder evren.
Yaşamın an’ında olanları kabul edermiş gibi yaparak yarından medet ummak değil midir?
Halbuki teklik ve yaşam şimdi burada olandadır. Yaşama sevinci, coşkusu anda yaşanan tecrübedir. Yargisizca kabul edilen belki üzüntü, belki korkudaki enerjiyi yok saymadan kabul etmekdir. Yaşamı cazip ve eğelenceli kılan da bu bilinmezliği değil midir? Umut ve umutsuzluğa gerek kalmadan belirsizliği yaşamak ve kontrolu bırakmak daha hafif ve eğelenceli olmaz mı? Felekden bir yaşam çalalım o zaman! Ertelemeden ışığa doğru yolculuğa devam….
Like this:
Like Loading...